top of page

Yazarak Daha Güçlüyüz!

  • Yazarın fotoğrafı: Editör
    Editör
  • 24 Mar 2020
  • 1 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 28 Mar 2020

Bir sabah uyandık ve hem bireysel olarak hem de tüm insanlık olarak görünmeyen bir düşmana karşı savaşın içinde bulduk kendimizi. Covid-19 salgınıyla birlikte bilmediğimiz yepyeni bir savaş şekli öğreniyoruz din, dil, ırk ayırt etmeden. Evimizden ayrılmamak için kendimize ruhsal ve fiziksel cephanelikler oluşturduk. Bildiğimiz savaşlardan çok farklıydı cephaneliklerimiz. Pilates bandı vardı kimisinin elinde, kimisi tuvalet kağıdına sarıldı, kimisi ise diğer hobilerine ve tabii ki kağıda kaleme sarıldı çoğumuz. Çok da doğru yaptık. Sosyal mesafenin sıkı kurallarla korunduğu, hepimizin tek başınalığı deneyimlediği bu günlerde yazı yazmanın, doğal dışa vurum ihtiyaçlarımızı ciddi manada rahatlattığını söylüyor Dışavurumcu Sanat Terapisti Yasemin Bihter Adalı.


Peki, duyguları kelimelere dökmek neden önemli? Hislerimiz kelimelere döküldükçe muğlak duyguların netlik kazanmasına, sislerin dağılmasına ve hissettiğimiz anlaşılmaz huzursuzluğun daha net şekilde ifade edilebilmesine sebep oluyor. Dolayısıyla da çözülebilir bir hal alıyor.


Günde 15-20 dakikasını yazmaya ayıran artrit, kanser, HIV/AIDS, astım hastalarında büyük gelişmeler kaydedildiğini söylüyor Austin Teksas Üniversitesi'nde Psikoloji Profesörü Dr. James Pennebaker.


- Her gün,

- 20 dakika hiç durmadan,

- Derin, kişisel ve kritik duygusal önem taşıyan bir şeyler yaz. Kendin için, sevdiklerin için, dünya için...


Kalemlerimizi kuşandık, taştan kağıtlarımız elimizde. Ayrı ayrı ama hepbirlikte...


 
 
 

コメント


Yazı: Blog2_Post

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Instagram

©2020, Milestone CO

bottom of page